TR Dizin İndeksli Yayınlar / TR Dizin Indexed Publications Collection
Permanent URI for this collectionhttps://gcris3.etu.edu.tr/handle/20.500.11851/4279
Browse
Recent Submissions
Article Narsistik Kişilik Bozukluğuna Bağlı Davranışların Ceza Hukuku Bağlamında Değerlendirilmesi(2025) Degirmenci, Olgun; Durmaz, DidemBu çalışmada narsistik kişilik bozukluğunun ceza hukuku bakımından doğurduğu sonuçlar incelenmiştir. İlk başta, narsistik kişilik bozukluğunun tanımı gereğince bu kişilerde sıkça gözlemlenen davranış örüntülerinden yalnızca ikisi, ostrasizm ve manipülasyon, ceza hukuku bağlamında ele alınmıştır. Manipülasyonun, mağdurun özgür iradesini sakatlayan vis compulsiva yahut vis absoluta niteliği tartışılmıştır. Bu tartışma gereğince Türk Ceza Kanunu (TCK) m. 37 ve TCK m. 38 hükümleri kapsamında dolaylı faillik ile azmettirme hükümlerinin hangisinin uygulanması gerektiği değerlendirilmiştir. Bu bağlamda, hem mağdur ile neticeyi gerçekleştirenin aynı olduğu suçlar (örneğin intihara yönlendirme) hem de farklı olduğu durumlar (örneğin kasten yaralama) açısından ayrıntılı değerlendirmelere yer verilmiştir. Ostrasizm davranışının ise, özellikle evlilik ilişkisi bağlamında TMK m. 185/3 hükmünden doğan sadakat yükümlülüğü çerçevesinde ihmali bir davranış olarak kasten yaralama suçuna vücut verip vermeyeceği incelenmiştir. Ayrıca narsistik kişilik bozukluğunun kusurluluğa etkisi de incelenmiş; bu bozukluğun haksızlık yanılgısı, akıl hastalığı ve geçici nedenler çerçevesinde ve bazı hâllerde kusurluluğu azaltan neden olarak kabul edilip edilemeyeceği ileri tartışılmıştır. Nihayet çalışmamızda, narsistik kişilik bozukluğu ile ceza hukuku arasındaki ilişkiye disiplinlerarası bir bakış sunmak amaçlanmıştır.Article Multipl Skleroz için Mirna İnhibisyonuna Yönelik Terapötik Stratejilerin Keşfi: Deneysel Otoimmün Ensefalomiyelit Çalışmalarından Elde Edilen Bulgular- Geleneksel Bir Derleme(2025) Demirdöğen, Birsen Can; Koruyucu, DoğaMultipl skleroz (MS), bağışıklık hücrelerinin merkezi sinir sistemine (MSS) saldırarak miyelin kılıfın dejenerasyonuna yol açtığı kronik bir enflamatuvar hastalıktır. MS tedavisinde sıklıkla hastalığı modifiye edici tedaviler kullanılmakla birlikte, bu yaklaşımlar nörolojik bozulmanın seyrini tamamen durdurmakta veya geri çevirmekte yetersiz kalmaktadır. Ayrıca, MS'li bireylerin bu tedavilere verdiği yanıt hem kişiden kişiye hem de zaman içinde değişkenlik gösterebilmektedir. Bu nedenle, daha etkili ve hedefe yönelik yeni tedavi stratejilerine olan ihtiyaç devam etmektedir. MikroRNA'lar (miRNA'lar), çeşitli hastalıklara neden olan biyolojik süreçleri değiştirme potansiyeline sahip küçük düzenleyici RNA molekülleridir. MS patogenezinde düzensiz miRNA ekspresyonunun önemli bir rol oynadığı düşünülmektedir. miRNA'ların hem MSS hem de bağışıklık sistemindeki düzenleyici etkileri göz önünde bulundurulduğunda, birçok çalışma bu molekülleri yalnızca potansiyel biyobelirteçler olarak değil, aynı zamanda terapötik hedefler olarak da önermiştir. Bu geleneksel derlemede, öncelikle miRNA inhibisyonuna yönelik tedavi yaklaşımları ele alınmış; ardından, MS'in deneysel hayvan modeli olan deneysel otoimmün ensefalomiyelit (DOE) kapsamında, aşırı ifade edilen miRNA'ların terapötik inhibisyonunu değerlendiren çalışmalar derlenmiştir.Article Düzgün Doğrusal Dizilerde Yüksek Çözünürlüklü Yön Bulma: MUSIC Algoritması Türevlerinin Karşılaştırmalı Değerlendirmesi(2025) Onat, EmrahBu çalışma, Geleneksel MUSIC, Kök MUSIC (Root MUSIC), İleri/Geri Uzaysal Yumuşatma (FBSS) MUSIC ve Geliştirilmiş/Değiştirilmiş MUSIC dahil olmak üzere, Geliş Açısı (DoA) kestirimi için çoklu sinyal sınıflandırma (MUSIC) algoritmalarını incelemektedir. Çalışma, her bir algoritmanın temel prensiplerini detaylandırmakta ve dizi eleman sayısı, anten aralığı, anlık görüntü sayısı, Sinyal-Gürültü Oranı (SNR) ve tarama açısı çözünürlüğü gibi DoA kestirimi doğruluğunu etkileyen faktörleri araştırmaktadır. Monte Carlo yöntemi kullanılarak gerçekleştirilen kapsamlı MATLAB simülasyonları aracılığıyla, bu algoritmaların performansı, eşfazlı (koherent), eşfazlı olmayan (non-koherent) ve tek/çift kaynaklı gelen sinyal senaryolarında değerlendirilmiş ve karşılaştırılmıştır. Kestirim doğruluğunu nicelendirmek için, bahsedilen parametrelerin bir fonksiyonu olarak Ortalama Karekök Hata (RMSE) hesaplanmıştır. Ek olarak, her bir algoritmanın hesaplama verimliliği, yürütme süreleri karşılaştırılarak değerlendirilmiştir. Sonuçlar, her bir MUSIC varyantının güçlü ve zayıf yönlerine dair değerli bilgiler sunarak, pratik DoA kestirimi uygulamalarında kullanımlarına yönelik rehberlik sağlamaktadır.Article Samuel Beckett’in Krapp’ın Son Bandı Oyununda Başarısız Bir Proje Olarak Benlik(2025) Özdemir, Candan KızılgölBu çalışma, Samuel Beckett’in Krapp’ın Son Bandı oyununu bellek, öznelik ve benlik kavramları çerçevesinde inceleyerek benliğin özneye içkin bir şey olmaktan ziyade inşa edilmiş bir fikir olduğu görüşünü savunmaktadır. Oyunun monolojik ve diyalojik özelliklerini çıkış noktası olarak alan çalışma, Krapp karakterini geçmiş benliklerini yıllar içerisinde yaptığı ses kayıtları aracılığıyla arşivleme projesi bağlamında incelemektedir. Krapp’ın kendine istikrarlı bir benlik oluşturma aracı olarak seçtiği ses kayıt yönteminin, amacının aksine, geçmiş ve şimdiki benlikleri arasında bir yarık oluşturduğu, bu nedenle de projenin başarısızlıkla sonuçlandığı oyunda açıkça görülmektedir. Zamanın ve belleğin benliğin inşasındaki rolüne de odaklanan çalışma, Beckett’in bu oyununda gerçekçi tiyatro teknikleri üzerinde yaptığı oynamalar yoluyla bahsi geçen inşa sürecinin süreksiz ve tutarsız doğasını yansıtma konusunda başarıya ulaştığı sonucuna varmaktadır.Article İllüstrasyonun Konsept Albümlerdeki Anlatı Rolü: ‘Cry Baby’, ‘Art Angels’ ve ‘Consolation’ Analizi(2025) Ozkan, ErayBu çalışma, Melanie Martinez, Grimes ve Pomme'un konsept albümlerindeki illüstrasyonların şarkı sözleriyle nasıl anlatısal olarak etkileşime girdiğini araştırmak amacıyla gerçekleştirilmiştir. Çalışma sürecinde Cry Baby (2015), Art Angels (2015) ve Consolation (2022) incelenmiş, her şarkı için ayrılmış illüstrasyonların duygusal ve sembolik içeriklerini nasıl güçlendirdiği, karmaşıklaştırdığı veya genişlettiği analiz edilmiştir. Müzik videolarının ötesine geçen çalışma, illüstrasyonların parça-görüntü eşleşmeleri içinde odaklanmayı, tonu ve sembolik tutarlılığı aktif olarak şekillendirdiğini, çağdaş müzikte hikâye anlatımı literatürüne önemli ölçüde katkıda bulunduğunu ve popüler kültürdeki görsel anlatıların yeniden değerlendirilmesini gerektirdiğini savunmaktadır.Translation Bilgi Edebiyatı Ve Güç Edebiyatı: Thomas De Quincey’nin ‘Alexander Pope’ Denemesinden(2025) Bal, Mustafa; Quincey, Thomas DeBu yazı, İngiliz yazar Thomas De Quincey’nin Essays on the Poets and Other English Writers (Ticknor, Reed and Fields, 1853) başlıklı kitabının “Alexander Pope” bölümünde kaleme aldığı, bilgi edebiyatı ve güç edebiyatı konulu paragrafların Türkçeye çevirisidir. Denemesinin bu bölümünde Thomas De Quincey edebiyat kavramına, edebiyat ve kitap ilişkisine, edebiyatın içinde bilgi edebiyatı ve güç edebiyatı olarak kavramlaştırılabilecek iki ayrı türün oluşuna, bu türlerin işlevlerinin ve yaklaşımlarının birbirlerinden farklı oluşuna, kitaplarda sunulan bilgi ile hakikat arasındaki ayrıma, hakikatin de ötesinde bir kavram olarak güce, edebiyatın insani duyguları diri tutuşuna, güç edebiyatının aklın ötesinde anlayan kalbe hitap edişine, edebî adalet kavramına, harekete geçiren edebiyat yazarının yalnızca öğreten yazara olan üstünlüğüne, bilgi edebiyatı eserlerinin geçiciliğine ve buna karşın güç edebiyatı eserlerinin kalıcılığına, bir başkasına benzemeyişin insan elinden çıkan harikulade sanat eserlerinin önemli bir özelliği oluşuna dair görüşlerini eleştirel bir bakış açısıyla ortaya koyuyor.Other Uluslararası ‘Avrupa’daki Kentsel Kıyılar İçin Sürdürülebilir Açık Çözümler’ Projesi Ardından(2024) Mıhcıoglu, Elif; Ruhi-Sipahioğlu, IşılBu yazı, 2019-2023 yıllarında arasında Avrupa Komisyonu’nun Ufuk 2020 Marie Curie Hareketliliği çerçevesinde yer alan ‘Araştırma ve Yenilikçilik Değişim Programı’ (MSCA-RISE) desteği ile disiplinler arası olarak yürütülmüş, Avrupa'da iklim değişikliğiyle karşı karşıya olan kentsel kıyıların sorunlarını ortaya koymayı ve ortak akıl oluşturmayı hedefleyen ‘SOS Climate Waterfront’ uluslararası projesinin etkinliklerini ve çıktılarını paylaşmayı ve yaygınlaştırmayı amaçlamaktadır. Proje, iklim değişikliğiyle mücadelede uyum ve katkı arayışında olan sadece üniversiteleri ve akademisyenleri değil, aynı zamanda ilgili sivil toplum kuruluşlarını, belediyeleri, profesyonelleri, vatandaşları ve konuyla ilgilenen tüm paydaşları bir araya getirmiştir. Projedeki farklı nitelikteki proje ortağı kurumların uzman temsilcileri, karma çalışma grupları oluşturarak, seçilen su kenarında bulunan çeşitli Avrupa kentlerinin iklim değişikliğine karşı dirençliliğini arttırmayı hedefleyen önerilerini, Roma (2), Gdansk (2), Stockholm (1), Selanik (2) ve Lizbon (2)’da düzenlenen birer aylık dokuz farklı çalıştayda geliştirmiş ve bu önerileri proje kapsamındaki farklı konferanslar aracılığıyla ilgili paydaşlara sunmuştur. Yazı, projenin hedef ve kapsamının yanı sıra, ana hatlarıyla her çalıştay kapsamında iklim değişikliği odaklı incelenip geliştirilen öneriler, gerçekleştirilen etkinlikler ve proje çıktısı kitaplarla ilgili bilgi vermektedir.Article Görsel Sanatlar Eğitiminde Görsel Kültürün Üstün Yetenekli Öğrencilerin Eleştirel Düşünme Becerilerine Katkısı(2025) Özsoy, Vedat; Daşdemir, Asuman; Ertep, Ayşe Dilek KıratlıBu araştırmada görsel sanatlar eğitiminde görsel kültür temelli etkinliklerin üstün yetenekli öğrencilerin eleştirel düşünme sürecine yansımaları ve katkılarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Araştırma üstün yetenekli öğrencileri desteklemek için kurulan ve okul sonrası hizmet veren İzmit Bilim ve Sanat Merkezinde (BİLSEM) resim yetenek alanındaki 10-13 yaş grubundaki öğrencilerle yürütülmüştür. Eylem araştırması ile desenlenen araştırmanın verileri, COVID-19 salgını nedeniyle uzaktan eğitimde toplanmıştır. Eylem planları BİLSEM resim yetenek alanındaki 20 öğrencinin tamamına uygulanmış ancak veriler, araştırma için gönüllü olan sekizi kız, ikisi erkek toplam 10 odak öğrencisinden alınmıştır. Araştırmanın verileri; gözlem, görüşmeler, video kayıtları, araştırmacı günlükleri ve doküman incelemesi şeklinde farklı araçlarla elde edilmiştir. Betimsel analiz yaklaşımıyla çözümlenen veriler ve elde edilen bulgular, araştırmanın sorularına bağlı olarak yorumlanmıştır. Elde edilen verilerden “Ortamı Yansıt”, “Eğlen Öğren”, “Fark Et”, “Üret ve Yansıt”, “Süreci Yansıt” şeklinde beş temaya ulaşılmıştır. Araştırmayla öğrencilerin, eğlenerek öğrenmeleri, toplumsal ve kültürel konulardaki farkındalıklarına bağlı olarak eleştirel sorgulamalarının artması, dijital temelli araç ve uygulamalara dayalı sanatsal çalışmalar yapmaları gibi farklı beceri gelişimleri sağlanmıştır.Article The Voyage Out Romanında Sosyo-Mekansal Düzene Yıkıcı Müdahaleler(2025) Ozkaya, Rana; Sonmez, Margaret J-mVirginia Woolf, The Voyage Out (1915) romanı boyunca, tıpkı ilk (yayınlanmamış) versiyonu olan Melymbrosia’da (1912’ye kadar birkaç yıl boyunca yazılmıştır) (De Salvo, 2004, s. xix) olduğu gibi, sosyal, fiziksel ve zihinsel alanların sürekli ve ısrarla eleştirel bir tasvirini sunmaktadır. Bu çalışma, romanın hem dönemin sosyal sistemleri tarafından oluşturulan ve yaşanılan alanın yaratımını ve kullanımını yöneten mekansal normları ve uygulamaları gösterdiğini hem de eleştirdiğini vurgulamaktadır. Woolf, kurgusu aracılığıyla, mekanların ayrıştırıcı düzenlemelerine rağmen sosyal alanın heterojen, çeşitli ve dinamik olduğunu gösterir. Bu yaklaşım, Lefebvre, Foucault ve Tuan’ın argümanlarıyla uyumludur. Bu çalışmada Bachelard da mekansal düşünce konusundaki cinsiyet normlarının bir temsilcisi olarak bahsedilmektedir. Ev, vatan ve birey ötesindeki alanlara genişletilen anlatıcının yorumları, özellikle de kadın karakterlerin bakış açılarıyla iletilenler, farklı mekansal deneyimleri sunar ve mevcut sınıfsal, ataerkil ve emperyalist ideolojilere karşı çıkar.Article Kriple Hipospadias Tedavisinde Otolog Serbest Ters Inlay Ven Greftini; Deneysel Bir Tavşan Modeli(2023) Günhan, Ömer; Çalıskan, Mehmet Bahadır; Surer, IlhamıAmaç: Çalışmanın amacı hipospadias sakatlı olgularda defektif üretranın yerine juguler venin serbest reverse greft olarak getirilmesi ve bu dokunun üretral plak ile olan uyumunun incelenmesidir. Hipospadias sakatlı olgular, daha önce hipospadias nedeni ile tamir edilmeye çalışılmış, fonksiyonel ve anatomik komplikasyonları devam eden hipospadias grubu olarak tanımlanabilir. Bu hastalarda defektif üretral plak onarımında tübülarize edilecek lokal yada destek dokusunun bulunmayışı hemen daima sorun oluşturmaktadır. Gereç ve Yöntemler: Çalışmada on dört adet genç erişkin, ortalama ağırlığı dört kilo olan, 8-10 aylık, erkek New Zealand cinsi tavşan; yedi tavşandan oluşan iki gruba bölündü. Birinci gruptan juguler ven grefti, ikinci gruptan bukkal mukoza grefti alındı ve alınan greftler üretral plakta oluşturulan defekte serbest flep olarak aktarıldı. Bulgular: Histopatolojik incelemede grup içi ve gruplar arası epitelizasyon, fibrozis ve inflamasyon değerlendirildi. Juguler ven grefti kullanılan grubun (Grup 1) histopatolojik incelemesinde üroepitelizasyonunun tam veya tama yakın olduğu, fibrotik (+) ve inflamasyonun minimal olduğu izlendi. Bukkal mukoza grefti uygulanan grupta (Grup 2) ise üroepitelizasyonun yirmi birinci gün sonunda greft üzerinde yüzde otuz civarında olduğu, fibrotik aktivitenin (++) ve inflamasyonun minimal olduğu izlendi. Sonuç: Çalışmamızın sonucunda hipospadias sakatlı olgularda defektif üretranın onarımında reverse serbest juguler ven greftinin uzun zamandır kullanılagelen bukkal mukozaya alternatif olarak kullanılabileceği sonucuna varılmıştır.Article Comprehensive Review of Smart Wheelchairs for Quadriplegic Patients(2025) Guzel, Mehmet; Koçak, Onur; Soysal, Omurhan; Çamlıca, Buse; Fıçıcı, CanselQuadriplegia is a disease that causes the person to lose them motor movements over time thus their limbs becoming unable to move. Up to date, many smart wheelchair projects have been put forward so that individuals with this disease can control their wheelchairs by their own. In this review paper, projects and patents related to smart wheelchairs are examined and evaluated. A varied of different methods have been used for the development of novel smart wheelchair technology. Some of these are based on controlling the mechanism using eye movements and head movements. Other smart wheelchair designs incorporate both brain activation and mobile device control. The purpose of this paper is to evaluate the development methods of smart chairs in detail and to compare them in terms of their effects on human health and usefulness.Article Kadın Sürücülere Yönelik Tutumlar Ölçeğinin Geliştirilmesi(2024) Uzumcuoglu, Yesim; Ceylan-Batur, Suzan; Kaya, CansuBu araştırmanın amacı, trafikte kadın sürücülere yönelik tutumların anlaşılabilmesi adına bir ölçek geliştirerek bu ölçeğin geçerlik ve güvenirlik çalışmalarının tamamlanmasıdır. Bu amaçla, ilgili alanyazın incelenerek 59 maddeden oluşan bir madde havuzu oluşturulmuştur. Araştırmaya 160’ı erkek ve 173’ü kadın olmak üzere toplam 333 kişi katılmıştır. Yapılan açıklayıcı ve doğrulayıcı faktör analizi sonuçları Kadın Sürücülere Yönelik Tutumlar Ölçeğinin toplam varyansın %57.60’ını açıklayan 15 maddelik tek faktörlü bir yapıda olduğunu göstermiştir. Ölçeğin Cronbach’s alpha iç tutarlık katsayısı .94 olarak bulgulanmıştır. Uyum geçerliğin test edilmesi amacıyla Sürücü Davranışları Ölçeği, Sürüş Becerileri Ölçeği ve Trafikte Öfke İfadesi Ölçeği; benzeme geçerliği için ise BEM Cinsiyet Rolleri Ölçeği ve Çelişkili Duygulu Cinsiyetçilik Ölçeği kullanılmıştır. Yapılan korelasyon ve regresyon analizlerinin sonuçları Kadın Sürücülere Yönelik Tutumlar Ölçeğinin ilgili alanyazında ve uygulamalarda kullanılabilecek geçerli ve güvenilir bir ölçek olduğunu göstermiştir. Araştırma sonuçlarının trafik ortamında kadın sürücülere yönelik tutumlarda değişim meydana getirecek programlarının geliştirilmesine ve trafikte istenmeyen davranışların azaltılmasına aracılık etmesi hedeflenmektedir.Article Tarihî Alanlardaki Koruma Ve Sağlıklaştırma Çalışmalarının Sosyoekonomik Dirençliliğinin Değerlendirilmesi: Ankara Hamamönü Örneği(2024) Mıhcıoglu, Elif; Çakıroğlu, RabiaGünümüzde şehirler ve toplumlar enerji sorunları, göçler, pandemiler, küresel ve yerel ekonomik krizler, ekolojik değişim gibi çeşitli travmalarla karşı karşıyadır. Dirençlilik kavramı, bu konuları ele almak için geliştirilmiş, sürdürülebilirliğin ötesinde bir sistemin ve alt bileşenlerinin bütünsel olarak değerlendirilmesine odaklanan temel bir yaklaşımdır. Mevcut şehircilik yaklaşımlarında dirençlilik, çok katmanlı kentsel sistemler için fiziksel, ekonomik, demografik, ekolojik ve altyapısal yönlerini bütünsel olarak ele alan bir değerlendirme mekanizması işlevi görmektedir. Çalışmada, örnek olay olarak başkent Ankara’nın tarihî kent merkezinde yer alan Hamamönü’nün koruma ve sağlıklaştırma uygulamaları sonrasında sosyal ve ekonomik dirençlilik düzeyinin değerlendirilmesi amaçlanmaktadır. Bu kapsamda, kavramsal ve uygulamalı dirençlilik mekanizmaları olarak en güncel ve kapsamlı iki uluslararası yaklaşım olan RELi ve CRI kullanılmıştır. 2009 yılında Hamamönü’nde gerçekleştirilen koruma ve sağlıklaştırma müdahaleleri sonrasında, bölgede önemli ve çeşitli değişiklikler meydana gelmiştir. Çalışma alanı olarak belirlenen Hamamönü’nün fiziksel, ekonomik, demografik, altyapısal ve idari katmanlarını inceleyerek, alandaki dirençlilik kapasitesini ortaya çıkarmak için; saha çalışması, yapılandırılmış görüşmeler yoluyla sözlü anket çalışması ve CBS ölçümleri yoluyla gerekli veriler toplanmıştır. Toplanan veriler alanın özelliklerine uyarlanmış CRI ve RELi 2.0 dirençlilik kriterleri üzerinden değerlendirilerek öneriler geliştirilmiştir. Çalışma, koruma odaklı imar planları ve koruma-sağlıklaştırma projelerinin öngörülemeyen krizlere karşı sosyoekonomik dayanıklılığını değerlendirmeyi, buna benzer tarihî alanların ömrünü uzatmak için gereken ilkeleri belirlemeyi ve bir yol haritası oluşturmayı amaçlamaktadır.Article Effect of Fracture Level on Optimal Kirschner Wire Configuration in Pediatric Supracondylar Humerus Fractures: A Finite Element Analysis(Turkish Joint Diseases Foundation, 2025) Bakırcıoğlu, Sancar; Yilmaz, Engin Turkay; Kolaç, Ulaş Can; Bulut, Abdulkadir; Dur, İsmail Hakkı; Kabakcı, Tugce; Özkaya, MustafaObjectives: This study aims to evaluate the biomechanical stability of three pin configurations for transverse supracondylar humerus fractures at various levels using finite element analysis (FEA). Materials and methods: Computed tomography data from a six-year-old child were used to generate a humerus bone model. Four different fracture levels (low, transolecranon, high, and ultrahigh) and three pin fixation techniques (one lateral and one medial cross-pin [1-1M], two lateral capitellar pins [1-1C], and three lateral capitellar pins [2-1C]) were designed for the study. Translational stiffness and rotational stiffness in all directions were analyzed in the mesh models. Convergence data and stiffness data were obtained in the FEA. Results: The translational and rotational stiffness values varied across fracture levels and pin configurations. Under valgus loading, the 1-1M configuration provided the highest stability in ultrahigh fractures (3289 N/mm), while the 2-1C configuration showed superior valgus and varus stability in low and transolecranon fractures. During extension and flexion loading, the 1-1M configuration yielded the highest stiffness values for transolecranon and high fractures, while the 2-1C configuration demonstrated increased stability in low and ultrahigh fractures. For rotational loading, 1-1M produced the highest inward and outward stiffness values in low-level fractures (9175 and 11035 N·mm/degree, respectively), whereas 2-1C displayed greater rotational stiffness in ultrahigh fractures. Conclusion: This preliminary study suggests that no single pin configuration is ideal for all fracture types, and the choice should be based on the specific fracture case.Article Caught in the Middle: Examining Pedestrian and Driver Responses to Aggressive Driving(2025) Uzumcuoglu, Yesim; Yaşar, MerveBu çalışma, bireylerin trafikte hem yaya hem de sürücü olarak üstlendikleri çift rolleri incelemektedir. Bu roller bağlamında agresif sürüş davranışları ve trafikle ilgili diğer etkileşimlere yönelik algı ve tutumlarını araştırmaktadır. Rol Teorisi çerçevesinde, toplumsal beklentilerin ve rol çatışmalarının söz konusu tutumları nasıl şekillendirdiği derinlemesine ele alınmaktadır. Ayrıca, bireylerin bu ikili rol arasında yaşadığı psikolojik ve davranışsal zorluklara dair kapsamlı bir inceleme yapılması amaçlanmıştır. Toplamda 10 kadın ve 10 erkek katılımcıyla gerçekleştirilen görüşmeler aracılığıyla nitel araştırma yöntemi uygulanmıştır. Katılımcıların trafikle ilgili deneyimleri tematik analiz yöntemiyle incelenmiştir. Analiz sonucunda iki ana tema belirlenmiştir: Yaya Davranışları ve Sürücü Davranışları. Yaya davranışları, trafik akışı ve güvenliği etkileyen öngörülebilir ve öngörülemez hareket örüntüleri olmak üzere iki alt kategoriye ayrılmıştır. Sürücü davranışları ise olumlu davranışlar (örneğin, kurallara uyma, yayalara öncelik verme) ve olumsuz davranışlar (örneğin, agresif sürüş, yaya haklarını ihlal etme) şeklinde sınıflandırılmıştır. Elde edilen bulgular, yaya ve sürücü rollerinin dinamiklerini ve etkileşimlerinin karmaşıklığını ortaya koymaktadır. Bu bağlamda sonuçlar, daha güvenli ve iş birliğine dayalı trafik ortamlarının oluşturulmasında Rol Teorisi’nin sağlayabileceği katkılara ve buna yönelik eğitimsel ve politika odaklı müdahalelerin gerekliliğine dikkat çekmektedir.Article Psychological Impact of Horn Sounds and Headlight Flashing on Novice Drivers During Driving(2025) Kocabaş, Yiğit; Güzelgün, Güney; Bingöl, SudeBu çalışma, acemi sürücülerin işitsel ve görsel uyaranlara, özellikle korna sesi ve selektöre verdikleri psikolojik ve davranışsal tepkileri incelemektedir. Bu çalışmanın temel amacı, acemi sürücülerin korna sesi ve selektör gibi çevresel uyaranlara verdikleri duygusal tepkilerin sürüş davranışlarına olan etkisini incelemektir. 30 acemi sürücü ile yüz yüze veya internet üzerinden görüşmeler yoluyla nitel veri toplanmış ve bu süreçte, acemi sürücülerin trafikte karşılaştıkları uyaranlara verdikleri tepkiler ile karar alma süreçleri ve genel sürüş performansları üzerindeki etkileri incelenmiştir. Katılımcılardan elde edilen veriler tematik analiz yöntemi kullanılarak beş ana kategori altında gruplandırılmıştır: “Çevresel Faktörler,” “Duygusal Tepkiler,” “Sürücü Davranışı,” “İletişim” ve “Tutumlar.” Bulgular, korna sesi ve selektör gibi dış uyaranların acemi sürücülerin dikkatini ve duygusal durumunu önemli ölçüde etkilediğini göstermektedir. Bu durum genellikle kaygı, öfke ve stres seviyelerinin artmasına yol açmaktadır. Bu duygusal tepkiler, hız yapma, agresif sollama ve şerit değiştirme gibi saldırgan sürüş davranışlarıyla yakından ilişkilidir. Ayrıca, acemi sürücülerin bu tür uyaranlara karşı tutumlarının zamanla değiştiği, deneyim kazandıkça duygusal tepkilerinin azaldığı tespit edilmiştir. Ancak, bu uyaranlara sık maruz kalmak bazı durumlarda sürücülerin özgüveninin azalmasına neden olabilmektedir. Çalışmanın sonuçları, sürücü eğitim programlarına duygu düzenleme ve stres yönetimi stratejilerinin dahil edilmesinin önemini vurgulamaktadır. Acemi sürücülerin duygusal tepkilerini kontrol edebilme becerisi kazanmaları, yol güvenliğinin artırılmasına, saldırgan sürüş davranışlarının azaltılmasına ve genel sürüş performansının iyileştirilmesine katkı sağlayabilir.Article Eser Sözleşmesinde Yüklenicinin Uygun Olmayan Talimat İle Bağlılığı(2025) Özlük, BetülEser sözleşmesinde, işin uzmanı kabul edilen yüklenicinin sözleşmenin niteliği gereği iş sahibinin talimatlarıyla bağlı kılınması beraberinde birtakım problemler getirmekte, özellikle iş sahibinin uygun olmayan talimatı konusunda uyarılmasına rağmen işe aynı şekilde devam konusunda ısrar etmesi halinde bu talimata uyma yükümlülüğünün olup olmadığı sorusunun cevaplanması gerekmektedir. TBK m. 476 hükmünün sadece ayıp sorumluluğunu ortadan kaldıran düzenlemesi karşısında, yüklenicinin talimata uymak ve işe devam etmek zorunda olduğu sonucuna varılabilir. Ancak, hükümde yüklenicinin ayıplı olacağını bile bile işe devam etmek zorunda olup olmayacağı, bu durumun işleri geçici süreyle durdurmayı sağlayacak bir def’i hakkı sağlayıp sağlamayacağı veya haklı nedenle fesih sebebi oluşturup oluşturmayacağı konusunda açıklama yapılmamıştır. Kanaatimizce farklı gerekçelere dayansa da yargı kararlarından yola çıkılarak bu imkânlar yükleniciye sağlanabilir. Ancak nihai olarak yüklenicinin içinde bulunduğu belirsizliği ortadan kaldıracak açık bir düzenleme getirilmeli, Alman hukukunda VOB/B (die Verdingungsordnungen für Bauleistungen) düzenlemesinde olduğu gibi yükleniciye işe devam etmeme ve edimini ifa etmekten geçici süreyle kaçınma hakkı tanınmalıdır.Article A New Concept in Public Relations: A Systematic Review on "Corporate Social Advocacy"(2025) Özoran, Beris Artan; Ulusan, AycanGörece yeni bir kavram olan kurumsal sosyal savunuculuk bireylerin markalara yönelik dönüşen beklentileriyle birlikte önemli bir araştırma ve tartışma alanı yaratmıştır. Toplumun ‘daha yaşanılabilir bir dünya’ için markalardan beklentileri, hem şirketlerin kurumsal sosyal savunuculuk eksenli dönüşümünde belirleyici bir rol üstlenmiş hem de alana yönelik akademik araştırmaları zorunlu hale getirmiştir. Buradan hareketle bu çalışma, bir yandan kurumsal sosyal savunuculuğa ilişkin kavramsal bir değerlendirme ortaya koymayı amaçlarken; diğer yandan akademik alana yönelik araştırmalar üzerine gerçekleştirilen sistematik analiz yoluyla hem akademisyenler hem de şirketlere konuya yönelik bir çerçeve sunmayı hedeflemektedir. Bu amaçla yapılan analiz sonucunda kurumsal sosyal savunuculuğun giderek hem kurumsal yapılar hem de akademik çalışmalar bağlamında önem kazandığı görülmekle beraber, akademik alanda konuya yönelik gerçekleştirilen araştırmalarda yöntemsel eksiklikler tespit edilmiştir. Çalışmanın bir diğer önemli bulgusu, araştırmaların büyük oranda ABD toplumu ve şirketleri üzerine gerçekleştirilmesi dolayısıyla alanın ABD’ye ilişkin literatürle sınırlı kalmış olmasıdırArticle Biomechanical Evaluation of Fixation Techniques for Posteromedial Tibial Plateau Fractures: A Cadaveric Model(Turkish Joint Diseases Foundation, 2025) Kalem, Mahmut; Şahin, Ercan; Açar, Halıl Ibrahım; Baltacı, Çağatay; Uslan, Yunus; Perdeci, Elif NazObjectives: This study aims to compare the biomechanical performances of five fixation techniques, posteroanterior (PA) screw, anteroposterior (AP) screw, posterior locking compression plate (LCP), anatomic posteromedial plate (PMP), and anterolateral plate (ALP), for isolated posteromedial tibial plateau fractures using cadaveric models under static and dynamic axial loading conditions. Materials and methods: Twenty-five fresh-frozen cadaveric tibias were used to create standardized posteromedial split-type fractures. Specimens were divided equally into five groups based on the fixation method. Biomechanical testing involved cyclic axial loading (10-250 N, 2500 cycles at 2 Hz), followed by load-to-failure testing under static compression. Outcome parameters included stiffness, load at 3 mm displacement, ultimate load, displacement at failure, and photographic displacement. Results: The PMP group demonstrated the highest biomechanical stability, with the greatest ultimate load (805.60±218.96 N) and minimal displacement. The PA screw fixation also showed acceptable performance, offering a minimally invasive alternative. In contrast, the AP and ALP groups exhibited the lowest values for load tolerance and fragment control. There were significant differences between the groups, particularly favoring posterior-based techniques (p<0.05). Conclusion: Anatomic PMP provides superior biomechanical stability for isolated posteromedial tibial plateau fractures. The PA screw fixation offers a less invasive, yet stable alternative. Anterior-based fixation strategies such as AP screws and ALP should be avoided due to biomechanical insufficiency.

